HAKKINDA

Av. Aynur Kumru, İstanbul Barosu’na kayıtlı bir avukat olarak mesleğini yalnızca hukuki bir temsil görevi değil, aynı zamanda adaletin, güvenin ve insan onurunun korunması sorumluluğu olarak görmektedir.

Hukuk eğitiminden itibaren benimsediği yaklaşım; teorik bilgiyi güncel içtihatlar ve pratik tecrübeyle harmanlayarak, her bir dosyanın özgün yapısına uygun stratejiler geliştirmektir. Bu anlayışla, müvekkillerine yalnızca mevcut uyuşmazlıkların çözümünde değil, gelecekte doğabilecek risklerin önlenmesinde de yol gösterici olmayı amaçlamaktadır.

​

Mesleki faaliyetleri, ticaret ve şirketler hukukundan iş ve sosyal güvenlik hukukuna; aile ve miras davalarından gayrimenkul, kira, icra-iflas ve tüketici uyuşmazlıklarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Bununla birlikte, dijitalleşen dünyanın ihtiyaçlarına uygun olarak kişisel verilerin korunması (KVKK/GDPR), bilişim hukuku, e-ticaret ve rekabet hukuku alanlarında da danışmanlık hizmeti vermektedir.

​

Av. Aynur Kumru’nun mesleki yaklaşımının temelinde şu değerler yer almaktadır:

   •    Titizlik ve Özen: Her dosya, en küçük ayrıntısına kadar incelenir; süreçler planlı ve disiplinli şekilde yürütülür.
   •    Şeffaf İletişim: Müvekkiller, davanın her aşamasında bilgilendirilir; sürecin yalnızca izleyeni değil, aktif paydaşı olur.
   •    Etik İlkeler: Avukatlık mesleğinin onurunu ve bağımsızlığını koruyacak şekilde, hukuka ve meslek kurallarına uygun hareket edilir.
   •    Uzun Vadeli Çözümler: Yalnızca dava kazanmak değil, müvekkilin hayatında kalıcı ve sürdürülebilir sonuçlar elde etmek hedeflenir.

​

Av. Aynur Kumru için hukuk, salt kurallardan ibaret bir disiplin değil; bireylerin, kurumların ve toplumun adalet duygusunu canlı tutan bir sistemdir. Bu nedenle her dosya, yalnızca hukuki değil; aynı zamanda sosyal, ekonomik ve insani boyutlarıyla bir bütün olarak değerlendirilir.

​

Bugün itibarıyla Av. Aynur Kumru, geniş kapsamlı hukuk bilgisi ve farklı alanlardaki köklü deneyimiyle müvekkillerine bütüncül bir hukuki hizmet sunmaktadır. Her dosyada yalnızca uyuşmazlığın çözümünü değil, müvekkilin uzun vadeli çıkarlarını da gözeten stratejik bir yaklaşım benimsenmektedir. Bu doğrultuda amaç; hukuki süreçlerin öngörülebilir, güvenilir ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi, müvekkil ile kurulan ilişkinin karşılıklı güven esasına dayalı olarak kalıcı bir nitelik kazanmasıdır.